26 Haziran 2014 Perşembe

Ebeveynlerin Kendi Düşüncelerini Çocuğa Yansıtması

                                                                 

Çocuk, iletişimi genellikle aileden öğrenir. Kendi anne ve babası küçükken ona nasıl davrandılarsa, onlar da çocuklarına genellikle benzer biçimde davranırlar. Ancak ne yazık ki, çoğu zaman anne-babaların çocuklarına bu konuda iyi bir örnek olabildiklerini söylemek zordur. Aileler belirli aralıklarla çocuklarıyla kurdukları iletişimi değerlendirmeli ve özeleştiri yapmalıdır. Kendi anne-babalarının olumlu ve olumsuz yönlerini anımsamalı ve bunların kendileri üzerindeki yansımasını bulmaya çalışmalıdır. Böylelikle karşısındakini dinlememe ve yapıcı değil kırıcı tarzda eleştirme gibi kötü huylarını daha kolaylıkla bırakabilir. Eğer bu yapılabilirse anne-babalar çocuklarıyla daha iyi bir iletişim kurmakla kalmaz, aynı zamanda onlara iyi bir örnek de olurlar.                                                                                                                    
                                                                                              

 Anne-babanın okul çağındaki çocuklarıyla iletişiminde çok sık yaptığı
bazı hatalar vardır. 


 Emrivaki konuşmak “Bunu söylediğim gibi yapacaksın, yoksa...”
 Ders vermek “Ben çocukken senin yaptığın işin iki katını yapardım.”
 Eleştirmek “Bugün her şeyi berbat yapıyorsun.”
 Alay etmek “Bu yaptığın çok aptalca bir şeydi.”
 Küçük düşürmek “Senin yaşındaki bir çocuğun bunu bilmesi gerekir.”



Aktif bir dinleyici olmak için şunlara dikkat edilmelidir:
  • Dinlemeye yeterince zaman ayrılmalıdır. Çevrede dikkati dağıtacak etmen olmamalıdır. Akşam yemeği sırasında ya da yatmadan önce genellikle konuşma için en uygun zamanlardır.
  • Anne-baba konuşma sırasında kendi düşüncelerini bir kenara bırakıp çocuktan gerekli mesajları almaya çaba göstermelidir. Bunun için tüm dikkatlerini ona vermeli, kendilerini bir an için onun yerine koyarak onun hissettiklerini anlamaya çalışmalı ve onun düşüncelerine değer verdiklerini hissettirmelidirler. 
  • Çocuğu dikkatle dinleyip onu anladıktan sonra, biraz daha yumuşak bir söylemle aynı şeylerin çocuğa yinelenmesine yansıtmalı dinleme yöntemi denir. Fakat, bu çocuğun söylediklerini papağan gibi yinelemek biçiminde olmamalıdır. Çocuğun söylediği şeylerin her zaman tam ve doğru mesajlar olmayabileceği ve bunların altında yatan değişik korku ve endişelerin olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu duyguları sözcüklerle belirtmek için konuşma arasına girilerek "sanki bana biraz korkmuşsun... üzgünsün... kızgınsın ... gibi geldi" gibi cümlelerle altta yatan duygular öğrenilebilir. 
  • Çocukla konuşurken göz teması çok önemlidir. Onun söylediklerine ilgi gösterildiğini belirtmek için arada bir baş sallayarak onaylamak ya da "evet.. anlıyorum... yaaa" gibi karşılıklar vermek çocuğun konuşmasını sürdürmesini destekleyecektir. 
  • Anne-babalar kendi beklentileri ya da düşüncelerine uymasa bile çocuğun konuşmasını kesmeden, sabırla ve eleştirmeden dinlemelidir.
  • Çocuğun karşılaştığı sorunları kendisinin çözmesi için ona fırsat tanımalı, bu yönde yüreklendirmeli, ancak uygun biçimde ona yol da göstermelidir.
                                                           
                                                                                                  www.cocugunvarsa.com




...TİMYA...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder